Çernobil dizisinin yaratıcısı Craig Mazin: Çernobil yüzünden ölenlerin sayısı hesaplanamıyor

IMDb’de de gelmiş geçmiş en düzgün puanı alarak bir rekora imza atan Çernobil dizisinin yaratıcı Craig Mazin diziyi verdiği röportajda Hürriyet’ten Barbaros Tapan’a anlattı.

Böyle bir sıra yaratmak nereden aklınıza geldi?

“Çernobil patladığında 15 yaşındaydım. Amerika’da 70-80’li yıllarda büyüyen herkes Sovyetler Birliği’nden korkardı. Onların füzeleri bize hakikat dönük diye düşünürdük. ‘Amerika’yı havaya uçuracaklar’ derlerdi Orada da bizden korkarlarmış. O geceye dair yaptığım araştırmalara nazaran, santralde bulunanlar Çernobil’i Amerika bombalıyor zannetmiş. Patlama o kadar Aka ve müthişmiş ki Amerika’nın işi diye düşünmüşler. Yani iki taraf da birbirinden korkuyormuş… Yıllar sonra, aklıma 15 yaşındayken duyduğum o patlama geldi. Çernobil’in patladığını hepimiz biliyorduk lakin neden patladığını kimse bilmiyordu. Rastgele birine ‘Titanik neden battı?’ diye sorsan, hiç düşünmeden “Buz dağına çarptı” der. fakat “Çernobil niçin patladı?” desen, kimse yanıt veremez…”

çok fazla araştırma yaptığınızı söylüyor takımınız…

“Evet ve araştırma yaptıkça hususa daha da çekildim. Bulduklarım beni hayrete düşürdü. Hadise üstüne Hadise yaşanmış. Çernobil’in patlama sebebi şoke edici. Patlamadan sonra yaşananlar ise Fazla Tasa verici. Düşünsene oraya giden itfaiye bile neden gittiklerini bilmiyor. Çatı yanıyor zannediyorlar. Onların ve daha birçok kişinin kıssası bilinsin istedim. lakin her şeyin ötesinde, gerçeği saklayıp palavra konuşmanın sonuçları görülsün istedim.”

Bahse Yargıç olduğunuz için soruyorum, faciada kaç şahıs hayatını kaybetti?

“Bu hâlâ tartışılan bir mevzu. 4 bin ile 90 bin şahıs ortasında olduğu iddia ediliyor. Kimi kaynaklarda şahıs sayısı 1 milyona kadar çıkıyor. Bu husustaki sorun şu: Çernobil’den 10 Yıl sonra kanserden ölen gençlerin hatalısı kim? Radyasyondan Dolayı Ukrayna ve ak Rusya’da çocuklarda görülen kanser oranı hayli artmış. O yüzden tam olarak hesaplamak epeyce güç…”

Çernobil’e gittiniz mi?

“Gittim. Bizimle radyasyon oranını ölçen takım de geldi, zira orada elini kolunu sallayarak gezemiyorsun. Pripyat’ta muhakkak bir mühlet dolaşmaya müsaade veriliyor.”

Santrale girdiniz mi?

“Ben üçüncü santralde pompa odasına girdim. Orada doz ölçer makinemiz “bip bip bip” diye çalmaya başladığı için radyasyon oranının Fazla olduğunu, en Çok 1 dakika durabileceğimizi söyleyip bizi dışarı çıkardılar.”

neden Litvanya’da çektiniz diziyi?

“Orada Ignalia isminde bir santral var. Çernobil’in kardeşi üzere. O yüzden orada çektik.”